25 Temmuz 2009 Cumartesi

Türkçe

→ Başlığın diğer anlamları için Türkçe (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Türkiye Türkçesi, Türkçe
Konuşulduğu ülkeler
Türkiye, Bulgaristan, KKTC[1], Makedonya,Yunanistan, Kıbrıs, Kosova, Romanya, Azerbaycan, Suriye, Irak, Almanya, Hollanda, Fransa, Rusya, Avusturya, ABD, Kanada, Belçika, San Marino, İsviçre, Birleşik Krallık, Danimarka, Norveç, İsveç, Avustralya, Kırgızistan, İngiltere Lihtenştayn Suudi Arabistan(Ayrıca) Sürgündeki Ahıska Türklerinin yaşadığı ülkeler
Konuşan kişi sayısı
63 Milyon (anadil olarak)[2][3]80 Milyon (ikinci dille beraber)[4]
Sıralama
21[5]
Dil grubu sınıflandırması
Altay Dil Ailesi
- Türki diller
- Oğuz grubu
- Türkçe
- resmî Türkiye Türkçesi
Resmî Durum
Resmî dil olduğu ülkeler
Türkiye Kuzey Kıbrıs[1] KıbrısResmî bölgesel diller olarak: Kosova Makedonya Romanya Irak Bulgaristan http://www.edrc.ro/recensamant.jsp?regiune_id=0&judet_id=1909&localitate_id=0
Dili düzenleyen kurum
Türk Dil Kurumu, Dil Derneği
Dil kodları
ISO 639-1
tr
ISO 639-2
tur
ISO 639-3
tur
SIL
TRK
Not: Bu sayfa Unicode ile kodlanmış IPA fonetik sembolleri kullanıyor olabilir.
Vikipedi'nin Türkçe sürümü
Ayrıca bakınız: DilDil aileleri

Kosova'da bölgesel dil olan Türkçe'nin tabelalarda Arnavutça ve Sırpça ile beraber kullanımı
Türkçe veya daha doğru kullanımla Türkiye Türkçesi, Ural-Altay dil ailesine bağlı Türk dillerinden ve Oğuz Grubu'na mensup bir dildir. Türkiye, Kıbrıs, Irak, Balkanlar ve Orta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti[1] ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmî; Romanya, Makedonya, Kosova ve Irak'ın ise tanınmış bölgesel dilidir. Türkçe, farklı lehçelere ayrılmış bir dildir.Bu dilbilimcilerin lehçeler olarak kabul ettiği bu farklılıklar, TDKca ağız ve şive oalrak nitelendirilmektedir.Bu lehçelerden İstanbul ağzı-lehçesi, sivrileşerek yazı dili hâline gelmiştir.[6] Türkçe, 8 ünlü harf sayısıyla beraber zengin bir dil olmasının yanı sıra, özne-nesne-yüklem şeklindeki cümle kuruluşlarıyla bilinmektedir.[7]

Matematik

Matematik ardışık soyutlama ve genellemeler süreci olarak geliştirilen düşünceler (yapılar) ve bağıntılardan oluşan bir sistemdir.[1] Bu yapıların ve bağıntıların oluşturulması sezgi gerektirir.
Sezgi, düş gücü ve tümevarımcı düşünme süreçlerini kapsar. Bağıntılar yapılar arasındaki ilişkilerdir;yapıları birbirine bağlar.[2] Matematiğin yapısında elemanlar ve önermeler vardır.
Elemanlara nokta, doğru, düzlem,üçgen gösterilebilir. Önermelere ise "Üçgenin iç açıları toplamı 180°'dir" örneği verilebilir. Ancak matematik doğru hüküm veren önermelerle uğraşır.
Matematik insan tarafından zihinsel olarak yaratılan bir sistemdir. Bu durum matematiği soyut hale getirir.
Birçok matematikçi matematiği bir bilimden çok sanat olarak görerek araştırdıkları alanları yalnızca saf bir estetik kaygı ile incelerler. Matematiği bilimin dili olarak ele alıp, pozitif bilim saymayan filozoflar da vardır.

Ribozom

Ribozom, ribozomal RNA (rRNA) ve proteinlerden oluşmuştur ve hücrenin protein sentez yerlerine verilen addır. Virüsler hariç tüm hücrelerde bulunur. Sitoplazmada serbest veya endoplazmik retikulum' a bağlı olarak bulunan 120 - 200 Å (angstrom) çapında yapılardır. Ribozomun yaklaşık %60 kadarı rRNA, geri kalan %40'lık bir kısmı ise proteinden oluşur. Ribozom iki alt birimden oluşur. Ökaryotlarda büyük alt birim 60S (S = Svedberg birimi = Sedimantasyon katsayısı), küçük alt birim ise 40S'tir.
Ribozomlar protein sentezlerinin yapıldığı merkezlerdir. Protein sentezleneceği zaman DNA'nın yarım dizisi karşısında sentezlenen mRNA zinciri ribozomun 40S'lik küçük alt birimine bağlanır. Ribozomlar tek yahut gruplar halinde bulunurlar. Tek bulunanlara monomer ribozom, gruplar halinde bulunanlara ise polizom veya poliribozom denir. Bunlar ayrıca hücrenin tipi, gelişmesi ve fonksiyonuna göre ya endoplazmik retikulum'a bağlı veya sitoplazmada serbest olarak bulunurlar. Endoplazmik retikulum'a bağlı olanlar hücre dışına verilecek proteinleri (pankreas, sindirim enzimleri v.b) serbest ribozomlar ise hücrenin ihtiyaç duyduğu yapısal proteinleri sentezler.

bitki hücresi resmi

Hücre çekirdeği

Hücre çekirdeği, ya da nükleus, ökaryot hücrelerin çoğunda bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin biraraya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Bu kromozomların içindeki genler hücrenin çekirdek genomunu oluşturur. Hücre çekirdeğinin işlevi bu genlerin bütünlüğünü devam ettirmek ve gen ekspresyonunu düzenleyerek hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür.
Çekirdeğin ana yapı elemanları, organelin tamamını kaplayan çift katmanlı bir zar olan ve içindekileri hücre sitoplazmasından ayrı tutan çekirdek kılıfı ile hücrenin tamamına destek sağlayan hücre iskeletine benzer ve çekirdeğe mekanik destek sağlayan ağ yapısındaki hücre lâminasıdır. Birçok molekülün çekirdek kılıfından geçememesi nedeniyle, moleküllerin hareketini sağlamak için çekirdek gözenekleri gerekir. Bu gözenekler çekirdek kılıfının her iki katmanını da geçer ve küçük moleküller ile iyonların serbest dolaşmasını sağlayan bir kanal oluştururlar. Proteinler gibi daha büyük moleküllerin hareketi daha kontrollüdür ve taşıyıcı proteinler tarafından kolaylaştırılan etkin bir taşıma işlemi gerektirir. Gözenekler sayesinde olan hareket hem gen ekspresyonu hem de kromozom sürekliliği için gerekli olduğundan çekirdek taşınımı hücre işlevi için çok büyük önem taşır.
Her ne kadar hücre çekirdeği içinde zarla kaplı cisimler bulunmasa da içindekiler aynı yapıda değildir ve özgün proteinler, RNA molekülleri ve DNA kümeleri gibi daha küçük cisimler bulunur. Bu cisimlerin içinde en çok bilineni ribozomların birleşmesinde görev alan çekirdekçiktir. Ribozomlar, çekirdekte üretildikten sonra sitoplazmaya taşınır ve orada mRNA’yı dönüştürürler.

İç zar

Ökaryotik hücrelerde çeşitli zarla çevrili yapılar bulunur, bunlara toplu olarak içzar sistemi denir. Vezikül veya koful (vaküol) gibi basit bölmeler başka zarlardan tomurcuklanarak meydana gelirler. Çoğu hücre endositoz adı verilen bir süreçle besin ve diğer maddeleri içlerine alır; endositozda dış zar içe kıvrılıp sonra büzülerek bir vezikül oluşturur. Çoğu diğer zar çevrili organelin evrim sırasında bu tür veziküllerden meydana gelmiş olduğu muhtemel sayılmaktadır.
Çekirdek, çekirdek kılıfı olarak adlandırılan bir çift zar ile çevrilidir. Çekirdek örtüsünde bulunan gözenekler moleküllerin girip çıkmasını sağlar. Çekirdek kılıfının çeşitli tüp veya yapraksı uzantıları endoplazmik retikulum (ER) olarak adlandırılan yapıyı oluşturur, bu yapı protein ulaşımı ve olgunlaşmasından sorumludur. Granüllü ER'de ribozomlar bulunur ve bunların sentezlediği proteinler, ER'nin iç kısmına (lümenine) girer. Bu proteinler sonradan Düz ER'den (yani ER'nin granülsüz kısmından) tomurcuklanan veziküllerin içine girerler. Çoğu ökaryotta bu protein taşıyan veziküller Golgi aygıtı veya diktiyozom denen yassılaşmış vezikül desteleriyle kaynaşırlar ve proteinler orada çeşitli yapısal değişimlere uğrarlar.
Veziküller, çeşitli amaçlar için özelleşmişdir. Örneğin lisozomlar, besin kofullarının içindekileri sindiren enzimler bulundur, peroksizomlar ise hücre için zehirli olan peroksiti parçalar. Çoğu protozoada bulunan büzülür (kontraktil) kofullar hücredeki fazla suyu toplayıp dışarı atarlar, ekstruzomlar ise avcı (predatör) canlıları kaçırmak ve hücrenin avını yakalaması için dışarı madde atmaya yarar. Çok hücreli canlılarda hormonlar çoğu zaman veziküllerde üretilirler. Yüksek bitkilerde hücre hacminin büyük bir kısmı merkezi koful tarafından işgal edilir, hücrenin osmotik basıncı onun tarafından sabit tutulur.

Mitokondri ve plastitler

Mantar hücresi

Mantar hücreleri en çok hayvan hücrelerine benzerler, ama şu farklılıklarla:
Hücre duvarı Kitinden oluşmuştur.
Hücreler birbirinden daha az ayrışmıştır. Gelişmiş mantar türlerinin hücreleri septum denen gözenekli bölmelerden oluşur, bunlardan sitoplazma, organeller ve bazen çekirdek geçebilir. Koenosit olarak adlandırılan septumlu türlerde organizma aslında tek bir dev hücredir. Basit mantarlarda böyle bölmeler yoktur.
Yalnızca en ilkel mantarlar, Chytridiomycota bölümünde yer alanlar, kamçılıdır.